30 Aralık 2011 Cuma

Bornova Bornova


Bornova Bornova (2009) , Made in Europa(2007) filminin de yönetmeni olan İnan Temelkuran'ın ikinci filmi.Başrollerinde Öner Erkan , Kadir Çermik ve Damla Sönmez'in oynadığı film , sebebini Kenan Evren'in '' "Yarının teminatı olan evlatlarımızın Atatürk ilkeleri yerine yabancı ideolojilere yetişerek sonunda birer anarşist olmasını önleyecek tedbirler alınacaktır" sözünde arayacağımız , sonucunu ise Demet Akalın'ın "Saygıyla, korku eşdeğer yürüyor. Ben boşanalım dediğimde kocam bana iki tokat atsaydı, ben dururdum" sözünde göreceğimiz yozlaşmışlığın filmi olarak karşımıza çıkıyor. Müziğin neredeyse kullanılmadığı ,bol diyaloglara dayalı filmde ülkenin her yerinde görebileceğimiz çok atan çok satan , asan kesen bakkal köşesi 'abi'lerinin ve onların mahvettiği , boğazına kadar pisliğe batmış gençlerin , 'ne olacak bu gençliğin hali' dedirten yaşamları , gerçekçi ve samimi bir pencereden izleyiciye sunuluyor.Karakterlerin hayatın birebir içinden seçildiği Altın Portakal En iyi film ödüllü Bornova Bornova ; izlenip üzerine düşünülmesi gereken filmlerden biri..



I am worried about my grade ;)


çok eğlenceli ;)

28 Aralık 2011 Çarşamba

Shine


''Because there is light at the end of the tunnel'

Shine(1996) , acımasız bir babanın dahi bir piyanist olan oğlu David Helfgott'un trajik hayatını anlatan etkileyici bir film.Oscar ödüllü aktör Geoffrey Rush'ın hayat verdiği David Helfgott ,  daha küçük bir çocukken piyano çalma kabiliyeti keşfedilen ve babasının kazanma hırsıyla yetiştirdiği genç bir
piyanistken Royal College of Music'ten aldığı teklif  onu 10 parmakla çalınmasının imkansıza yakına görüldüğü ve dünya üzerinde çalabilen birkaç kişinin bulunduğu Rachmaninov'un 3.Concerto'sunu eksiksiz çalmaya kadar götürür.Fakat bu parçayı çalmanın bedelini şizofreni ile ödeyen David'in  o ana kadar başarılarla dolu hayatı bir anda trajediye döner ama David yaşama sevinci ve olağanüstü yeteneğiyle hayata tutunur.



Her sene en az bir defa Türkiye'ye gelen David Helfgott ölmeden önce dinlenilmesi gerekendir.Shine(1996) ise bu hikayeyi Geoffrey Rush'ın müthiş oyunculuğuyla izlemek isteyenler için müthiş bir film olarak karşımıza çıkmaktadır.



"her kim ki babasina karsi cikar, o insan kahramandir."

27 Aralık 2011 Salı

Doğal İktisat-İktisat neden neredeyse her şeyi açıklar

''İktisat öğrenmek yeni bir dil öğrenmeye benzer.Yavaş  yavaş ilerlemek ve her fikri çeşitli bağlamlarda değerlendirmek önem taşır''

Robert H. Frank'ın iktisadı sayılara grafiklere boğmadan , hayatın içine entegre edilmiş haliyle sade bir dille anlattığı ''Doğal İktisat-İktisat neden neredeyse her şeyi açıklar''  , iktisadı teoriden çok pratikte görmek isteyenler ve   iktisadın aslında ne olduğunu merak edenler için bir solukta okunabilecek eğlenceli bir kitap.
11 bölümden oluşan kitabın her bir bölümünde yazara çoğu iktisat öğrencisi tarafından yöneltilen ilginç soruların cevapları yer alıyor.Örnek verecek olursak :

  • Kahverengi kabuklu yumurtalar neden beyaz olanlardan daha pahalıdır?
  • Kamikaze pilotları neden kask takıyorlardı?
  • Büyük şehirlerde taksiler sarı renkli iken , neden küçük yerlerde taksilerin renkleri farklıdır?
  • Neden süt dikdörtgen kutularda satılırken meşrubatlar yuvarlak şişelerde satılır?
  • Neden pek çok barda su parayla satılırken fıstık bedavadır?

gibi birçok ilginç soru bir o kadar ilginç ve tamamiyle iktisadi temele dayanancevaplar kitabın içerisinde bulunmakta.

Her gün karşılaştığımız muammaların arkasındaki sırları keşfetmek ve en garip bilmeceleri çözmek için zihin açıcı ve çok eğlenceli bir kitap ''Doğal İktisat-İktisat neden neredeyse her şeyi açıklar''

20 Aralık 2011 Salı

Güneşin Oğlu



"28 temmuz'u 29 temmuz'a bağlayan gece, bu filmle ilgili en ufak birşey bilmiyordum. 29 temmuz gecesi bir fikir düştü aklıma, yazmaya başladım. 6 ağustos'ta ise senaryo bitmişti. 10 günde oyuncu seçimini yaptım. 5 eylül'de çekime başladık, bir gün mola verdik ve 15 eylül'de de çekimler bitti." 


Onur Ünlü'nün hakkında bu sözleri sarf ettiği absürd ötesi eğlenceli film.Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesinde de gördüğümüz artık Onur Ünlü klasiği haline gelen garip ama toplumun gerçeğini anlatan olaylar bu filmde de mevcut.Filmin müzikleriyse çok güzel ve akışla uyumlu olmaları filme ayrı bi güzellik katıyor.Yüzünüzde tebessümün eksik olmayacağı , komik repliklere sahip kaliteli bir Onur Ünlü filmi 'Güneşin Oğlu'..8/10


Filmin müzikleri:

1. çapkın kız
söz: ülkü aker
müzik: marnay - popp
düzenleme: barış çakır
söyleyen: özgü namal


2. mavra
söz-müzik: barış çakır


3. kahpe felek
söz-müzik: barış çakır


4. rüzgar hep aynı esmez
söz-müzik: barış çakır


5. kara sevda
söz-müzik: gündoğdu duran
düzenleme: eser taşkıran
söyleyen: haluk bilginer


6. need
brooklyn funk essentials
pozitif edisyon


7. sultaniyegah sirto
müzik: sadi işılay doğan
düzenleme: doruk somunkıran

                                                                ---filmden---



-aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.


iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
-çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.


                                                                 FRAGMAN           







9 Aralık 2011 Cuma

Melancholia (2011)


''a beautiful movie about the end of the world''

İyi bir görüntü kalitesine sahip sinemada izlendiğinde enfes slow-motion girişi ve sonundaki mükemmel 'Son'unun keyfine varılacak aksi halde Dvd'den izlendiğinde aynı tadı vermeyecek bir Lars von Trier filmi.Kirsten Dunst'un başrolde gerçekten iyi bir performans çıkardığı film , dünyanın sonu ekseninde aslında Justine'in içdünyasına , düşünceli haline bir yolculuk olarak karşımıza çıkıyor.
Türk televizyonlarında Kirsten Dunst'un ekranın yarısını kaplayan boops'ları malesef gösterilemeyecek olan filmi kaliteli bir sinemada izlemek ; olağanüstü efektler ve seslerle sinematografinin son noktasını bizzat görmek açısından iyi bir tercih olur diye düşünüyorum ;)

Film bitince insan kendini ahirette gibi hissediyor bi iç sıkıntısı filmden sonraki 2 saat insanın üstüne yapışıp kalıyor.kendinizi çok kaptırırsanız son sahnede kelime-i şehadet muhtemel..8/10


Bu da insanı geren Soundtrack'ı ..nefis bir görsel şölen olan filmin başından da sahnelerle..

The Artist

                                                           
                                                   Highly Recommended

17.Gezici Festivalde gösterilen ve Türkiye'de henüz vizyona girmeyen '' The Artist (2010) '' , siyah beyaz ve sessiz çekilen nefis bir film.
Başrollerinde aynı zamanda evli olan Jean Dujardin ve Berenice Bejo'nun olduğu film , 1920'lerde sessiz filmlerde oynayan  bir 'Artist'in sesli filmler çıkınca gözden düşmesini jestler mimikler ve fondaki harika müziklerle anlatıyor.100 dk boyunca sıkmadan eğlendirerek akıp giden film , Michael Hazanavicius'un başarılı yönetmenliği ve Sadri Alışık'a tıpa tıp benzeyen Jean Dujardin'in kendisine Cannes Film Festivalinde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandıran mükemmel ötesi oyunculuğuyla çığır açan  bir film olarak karşımıza çıkıyor..9/10..İmdb: 8.4/10

Not: En iyi yardımcı oyuncu ödülünü ise Dujardin'in köpeği almalıymış kesinlikle =)


6 Aralık 2011 Salı

Geceyarısı Kovboyu (1969)



Dustin Hoffman ve Angelina Jolie'nin babası Jon Voight - amma da çekmiş babasına ama =) - başrolünde olduğu Geceyarısı Kovboyu Zeki Demirkubuz'un Kıskandığı filmlerden..Eğlenceli bir akışa sahip film Dustin Hoffman'ın büyüleyici oyunculuğuyla doruğa çıkıp müzikleriyle kendine bağlıyor.1969 yapımı Geceyarısı Kovboyu kült diyebileceğimiz filmlerden..8/10

Gelecek Uzun Sürer (2011)


Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmeye yeni yeni başladığı şu günlerde değindiği noktalar ve belgesel-gerçekçi anlatımıyla Gelecek Uzun Sürer kanayan yaralara bir kez daha dokunuyor.

İlk filmi Sonbahar ile 33 ödül alan Özcan Alper yine bu filmde de yavaş akan sahneleri , bakışlara yüklediği anlamla ve bence en önemli özelliği yakaladığı muazzam manzaralarla hikayenin içimize işlemesini sağlıyor.Ayrıca bu filmde 90'lı yıllarda ansızın kaçırılıp yok'luğa terk edilen , bir mezarı bile olmayan insanların aileleriyle yüzleştiriyor bizleri.Filmden sonra yapılan söyleşide ; seyirciyi, bugüne kadar duyup dikkate almadığı gerçeklerle yüzleştirmek , filmin içinde 3-5 dk'de olsa o yüzleşmeyi sağlamak istedim demesi ; filmde , 15 20 yıl önce ansızın götürülen ve geriye bir kemik bile kalmayan faili meçhullerin analarının kardeşlerinin gözleri yaşlı anlattıklarının neden filmin temelini oluşturduğunu anlatıyor.

Film boyunca çalan Ermeni , Hemşin , Kürt ağıtları insanı içine alıyor adeta , düşündürüyor.
Sonbahar'a göre aşk'ın daha katı halinin , realist yanının ön plana çıktığı film , romantik Sonbahar'cılar tarafından eksik bulunsa da bana göre ; verdiği mesaj , zihinde uyandırdığı sorular ve 'uzun süren bir gelecek' vaad ettiği için gerçek bir başyapıt olarak karşımıza çıkıyor..8.5/10

3 Aralık 2011 Cumartesi

Rosetta (1999)

Dardenne Kardeşlerin 1999 Cannes Film Festivalinde Palme d'or ödülü kazanan filmi 'Rosetta' , sıkıcı olmanın ötesine geçemeyen bir film olarak karşımıza çıkıyor kanaatimce.Rosetta'nın acılarını hayata tutunma çabasını gereksiz uzayan sahnelerle anlatıp seyirciyi ciddi anlamda yoran Dardenne Kardeşler , bana kalırsa sınıfı geçemiyor.Palme d'or almış o ayrı tabi ;) 6/10
not: sanatsal film severim =)


not 2: Belcika'da Rosetta yasası denilen ve uzun süre issiz kalan genclere ufak caplı devlet yardımı ile ilgili bir yasa cıkmasına neden olan bir filmdir ayrıca.

30 Kasım 2011 Çarşamba

Dead Man's Shoes


Dead Man's Shoes , alışılagelenin aksine ilginç bir intikam filmi.İngiliz yapımı film , 2 yıllık bir intikam sürecinin son 5 gününü anlatıyor ve şaşırtıcı bir sonla bitip insanı düşüncelere daldırıyor.'Dead Man..' diye devam eden şarkıyı bu yüzden sonuna kadar dinliyorsunuz film biterken değişik düşüncelere dalarak.Şarkılar filmde çok iyi kullanılmış ve başroldeki Peddy Considine nefis bir oyunculuk çıkarmış,film boyunca intikam duygusunu  gözlerinden okuyabiliyoruz.
Başları biraz sıksa da sonlara doğru akıp giden farklı tarzda filmler sevenler için güzel bir tercih Dead Man's Shoes..8/10

27 Kasım 2011 Pazar

Drive

 8.2 IMDB Top 250 #148

'Real human being and the real hero' şarkı sözleriyle kapanan, fragmanı kadar aksiyon bulunan fragmanı kadar etkileyici olmayan film..
Blue Valentine'de müthiş bir performans gösteren Ryan Gosling'in yine döktürdüğü ama malesef aynı övgüyü film için söyleyemeyeceğimiz intikam filmi.Fragmanındaki aksiyon dolu sahneler meğerse filmin tümünde aksiyon sahneleriymiş.Tavsiyem Fragmanı izlemek ;) 7/10

20 Kasım 2011 Pazar

Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi



Onur Ünlü'nün Altın Koza Film Festivalinde en iyi film ödülünü alan ve 2-8 Aralıkta Gezici Film Festivalinde gösterilecek yeni filmi.


Hayata tersten bakan kamera açıları , Leyla ile Mecnun ve Beş Şehir'de gördüğümüz fantastik karakterler , Celal Tan ve ailesinin çok garip hikayesi Onur Ünlü'nün kendine has çizgisinin devamı niteliğinde. Selçuk Yöntem'in başrolde döktürdüğü-beklenmedik küfür hariç- adındaki 'aşırı' sözcüğüne Onur Ünlü'nün damgasını vurduğu 2011'in en iyi filmlerinden 'Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi'..izlenesi 8.5/10

12 Kasım 2011 Cumartesi



17.Gezici Film Festivali 2-8 Aralık tarihlerinde Ankara Büyülü Fener Sinemasında ve Goethe Alman Kültür Merkezinde düzenlenecek. Gezici Festival, bir kez daha dünyanın önemli festivallerinde gösterilmiş ve ilgi çekmiş filmlerden oluşan bir Dünya Sineması seçkisini izleyicilerine sunmaya hazırlanıyor. Ayrıca geçen yıl Tunus’tan başlayarak birçok Arap ülkesine yayılan isyan ve direnişi konu alan filmler festival programında yer alacak. Zeki Demirkubuz, Amerikan sinemasından derlediği ve ‘Kıskandığım Filmler’ diye söz ettiği filmlerden oluşan bir programı Gezici Festival sırasında izleyicilere sunacak. Ülkemizde bu yıl çekilen uzun metrajlı filmlerden derlenen Türkiye Sineması 2011 bölümünde yer alan filmlerin yönetmen ve oyuncuları festivalde yapılacak galalarda izleyicilerle bir araya gelecekler. Türk Sineması seçkisinin önemli filmleri şunlar :

CELAL TAN VE AİLESİNİN AŞIRI ACIKLI HİKAYESİ



Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi, televizyon tarihinin en sıradışı yapımlarından Leyla ile Mecnun dizisi ile Polis ve Beş Şehir gibi sevenleri arasında kült olmuş filmlerin yönetmeni Onur Ünlü’nün, yine sıradışı son filmi. Geride bıraktığımız Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film, En İyi Senaryo ve Oyunculuk dalında “Özel Toplu Performans” ödülü alan film, çevresi ve ailesi tarafından oldukça sevilen ve örnek gösterilen anayasa profesörü Celal Tan’ın öyküsünü anlatıyor. İlk eşini kaybetmesinin ardından hayatını kurtardığı genç öğrencisiyle evlenen Celal Tan’a ailesi 65. doğum gününü kutlamak için sürpriz bir doğum günü partisi düzenler. Fakat kutlama gecesi yaşananlar tüm ailenin hayatını değiştirecektir. Bizden söylemesi: Celal Tan, filmin bir sahnesinde bir trafik lambası ile konuşuyor, trafik lambası da onunla.


GELECEK UZUN SÜRER



İlk filmi  Sonbahar ile yeni Türkiye sinemasının ilgi çeken genç yönetmenleri arasına katılan Özcan Alper’in ikinci filmi Gelecek Uzun Sürer, Gezici Festival’de film ekibiyle  beraber izleyicilerle buluşacak.  Film, İstanbul’da bir üniversitede müzik araştırmaları yapan Sumru’nun ağıt derlemeleri konulu tez çalışması için birkaç aylığına ülkenin güneydoğusuna yaptığı yolculuk ekseninde bölgenin yakın siyasal tarihine eleştirel bir bakış getiriyor. Diyarbakır sokaklarında korsan DVD satan Ahmet, Diyarbakır’da tek başına kalmış yıkık dökük kilisenin bekçisi Antranik Amca ve bölgede sürmekte olan ‘adı konulmamış savaşa’ tanıklık eden pek çok karakter de filme dahil oluyor. Adana Altın Koza Film Festivali’nden beş ödülle dönen  Gelecek Uzun Sürer, Toronto Film Festivali’nde de gösterildi.




YURT



Nuri Bilge Ceylan’ın Uzak filmindeki performansıyla Cannes Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan Muzaffer Özdemir’in ilk yönetmenlik denemesi Yurt, birey ile doğanın ilişkisi ve moderniteyle beraber bu ilişkide yaşanan kopuşu ele alıyor. Film, sıkıntılarından kurtulmak umuduyla, sıla özlemi çektiği, doğduğu kent Gümüşhane’ye giden, ancak orada da İstanbul’dakini aratmayan bir doğa katliamıyla karşılaşan bir mimarın öyküsünü anlatıyor. Tokyo Film Festivali yarışma bölümüne seçilme başarısını gösteren Yurt, tam da çevre sorunları ülkenin gündemindeyken, eleştirel ve  düşündürücü bir anlatı olarak karşımıza çıkıyor.





YANGIN VAR



Koray Çalışkan’ın senaryosunu yazdığı ve Murat Saraçoğlu’nun yönettiği bir yol komedisi olan  Yangın Var, Diyarbakır Belediyesinin Trabzon’un Çayırbağı beldesine hediye ettiği bir itfaiye aracının hikâyesini, bir aşk macerasının üzerine kurarak anlatıyor. İtfaiyeci Koşman, Diyarbakır Belediyesi’nin beldelerine hibe ettiği itfaiye kamyonunu Trabzon’a getirmek için görevlendirilir, ama milliyetçi hisleri yüzünden bu işe çok da istekli değildir. Bu şirin Karadenizli bir gün kendini Diyarbakır’da bulur. Trabzon’a dönmek üzere kamyonla Diyarbakır’dan yola çıktığında yanında gizemli bir misafir, dışarıda olağanüstü bir doğa, önünde uzun bir yol ve sıradışı bir macera vardır. Aşk, şiddet, hüzün ve kahkaha dolu dönüş yolculuğu Koşman’ın bütün hayatını değiştirecektir.


Türk Sineması seçkisinde gösterilcek filmlerden sonra yönetmenleri ve oyuncularıyla film üzerine yapılan sohbetler bu senede festivalde yerini alacak.Geçen seneki festivalde 8 TL olan bilet fiyatları ve festival programı hala belirsizliğini korumakta.Ama klasik ‘Kısa İyidir’ seçkisinde tüm gösterimler ücretsiz olacağı gezicifestival.org sitesinde ve ayrıca festivalin bilgi kaynakları gezicifestival Facebook ve Twitter adreslerinde yer alıyor.
Bu seneki Gezici Festivalde Yabancı filmler seçkisinin önemli filmleri ise:

THE ARTİST

Bu yıl Cannes Film Festivali’nde en fazla alkış alan film olan Artist, 1920’lerin Hollywood sessiz sinemasına bir sevgi gösterisi niteliğinde. Sessiz sinema döneminin ünlü oyuncusu, sesli sinemaya geçiş dönemine ayak uyduramadığı için yavaş yavaş ününü kaybedip unutulurken, elinden tuttuğu genç kadın oyuncu hızla şöhret basamaklarını tırmanmaktadır. Cannes Film Festivali’nde Jean Dujardin’e En İyi Erkek Oyuncu ödülünü getiren bu siyah beyaz ve sessiz komedi,  görsel açıdan çok güçlü olmasının yanı sıra son derece de eğlenceli.

MELANCHOLIA



Melankoli bu yıl Cannes Film Festivali’nin ana yarışma bölümünde yer aldı. Ancak Lars von Trier’in filmin gösteriminden sonraki basın toplantısında yaptığı açıklamalar bir skandala dönüşünce, Altın Palmiye şansını kaybedip sadece En İyi Kadın Oyuncu ödülü ile yetinmek zorunda kaldı. Melankoli adlı bir gezegenin dünyaya çarpmasına kısa bir süre kala, bir düğün nedeniyle bir araya gelen tüm bireyleri sorunlu bir ailenin hikâyesi ve yönetmenin Dalgaları Aşmak’tan bu yana çektiği en duygusal filmi.

7 Kasım 2011 Pazartesi

Delicatessen



''Amelie'' , '' Micmacs a tire-larigot'' filmlerinin Fransız yönetmeni Jean-Pierre Jeunet'in ilk filmi 'Delicatessen' aynı adlı bir şarküteri ve onun üstündeki pansiyondakilerin ilginç hikayesini anlatıyor.Film , İnsan eti yiyenlerin dünyasına Julie ve Lourizon'un fantastik bir başkaldırısı olarak nitelendirilebilir.
Filmin kadrosunun büyük bir bölümü Jeunet'in diğer filmlerinde de rol aldığı için bkz.Amelie aynı oyuncularla farklı bir Jeunet dünyasına geçiş gayet akıcı ve kolay oluyor.Micmacs a tire-larigot'ta daha çok gördüğümüz detaylara gizlenen tebessüm ettirici sahneler Jeunet'in ilk filminde de mevcut ve Jeunet sineması ile tanışanlara 1991'den yine gülümseten fotoğraflar sunuyor.Yönetmenin sahnelerdeki ince işçiliği tebessümde istikrarı elden bırakmamamızı sağlıyor.Çocukların kurbağayı yakalama yöntemi , Julie'nin çayı koyuş şekli , yine çocukların ipi sarkıtıp tabancanın içine tutkal dökmeleri ve yatak yayından çıkan sese tüm apartmanın müzikal uyumu gibi birçok lezzetli ayrıntı filmi daha da izlenir kılıyor.Yine Micmacs'te gördüğümüz işlevsel robotlar,oyuncaklar burda da bir hayli mevcut.İntihar etmeye bu kadar istekli olup fantezi sınırlarını zorlayan kadının başına gelenlerse tam bir trajikomedi.


Micmacs'ın uçan adamı Dominique Pinon'un başrolü oynadığı Delicatessen-Şarküteri Jeunet'in filmografisinin eğlenceli  bir örneği..8/10

31 Ekim 2011 Pazartesi

Amores Perros-Soundtrack

Amores Perros


Paramparça Aşklar ve Köpekler olarak Türkçe'ye çevrilen; 'Beş Şehir'i izleyenlerin hatırlayacakları bir teknikle,paramparça aşklarla dolu 3 hayatı birbirine ustaca bağlayan film.


''Amor es perros'' diye yazılınca filmin ismi ; ''Aşk Köpektir'' anlamına geliyormuş.Ayrıca köpek leşi görmekten bulanan midelere biraz teselli olarak ; filmde hiç bir köpeğe zarar verilmemiş.

                                 ''Tanrıyı güldürmek istiyorsan ona planlarından söz et''

30 Ekim 2011 Pazar

Dış Ticaret Açığı - Cari Açık





Genele yayılmış bir yanlış kanının aksine cari açık (CURRENT ACCOUNT DEFİCİT), yani cari işlemler açığı, dış ticaret açığı(TRADE DEFİCİT) demek değildir. Daha doğrusu dış ticaret açığı veren her ülke cari açık vermek zorunda değildir. Buradan hareketle bu kavram(CARİ AÇIK) şöyle tanımlanabilir; bir ülkenin dış ticaret açığının görünmez kalemler olarak sayılan turizm ve işçi dövizleri gibi unsurlarla finanse edilmeyen kısmıdır. Örneğin Türkiye’de dış ticaret açığı 2004 yılında 34 milyar dolarken cari açık 14 milyar dolar civarı çıkmıştır. Bu durumun daha ilginç bir örneği birinci dünya öncesinde ingiliz ekonomisinde yaşamıştır. Bu süreçte İngiltere birçok yılda dış ticaret açığı vermesine rağmen cari açık vermemiştir. Çünkü özellikle sömürgelerinden elde ettiği gelirler sözkonusu açığı kapatmıştır.

Buradan hareketle bir ülkenin cari açık vermesinin en önemli sonucunun o ülkenin döviz rezervlerinin erimesi olduğunu söylemek olasıdır. Zira ülke cari yıl içersinde elde ettiğinden daha fazla döviz harcamaktadır ki bu da sözkonusu açığa yol açmaktadır.

Peki ülke, bu açığı nasıl finanse etmektedir?. Genel itibariyle sıcak para akımları denen olgu bunu yansıtmaktadır. Yani ülkenin finansal piyasalarına akan likit varlıklar bu açığı kısa vadede gidermektedir.

Son olarak bu kısa bilgilerden hareketle “türkiye’de cari açık ciddi bir sorun değildir” iddiası değerlendirilebilir. Evet, bugün(2006) bakıldığında bu açık sorun değildir. Çünkü söz konusu sıcak para bunu finanse etmektedir. Ancak 1980 sonrasının finans odaklı kapitalizminin en önemli özelliği siyasal istikrarın bulunmadığı her yerde krizlere yol açmasıdır. dolayısıyla özellikle 2007’ye yaklaşırken seçim atmosferine girecek olan ülkede sıcak para, en ufak bir krizde ülkeden kaçacak ve türkiye likidite krizine düşecektir. dolayısıyla, felaket tellallığından haz etmesek de- sözkonusu cari açık, yapısal çözüm politikaları olmadığı takdirde krize yol açabilecek bir nitelik arz etmektedir. alıntı-ekşisözlük..

29 Ekim 2011 Cumartesi

Inside Job



Tüm dünyayı sarsan 2008 mali krizini anlatan en iyi belgesel oscarının sahibi ''Inside Job''..

28 Ekim 2011 Cuma

Film Mimikleri Sahnesi - Micmacs a tire-larigot


Dany Boon'un müthiş mimik sahnesi..

That's my hat - ''Micmacs a tire-larigot''


Micmacs a tire-larigot'tan çok güzel bi sahne..

Micmacs a tire-larigot


Babasını mayın öldüren 'Bazil'in kafasında kalan kurşunla ve tekleyen aklıyla -aklının yerine gelmesi için beyin cimnastiği süper =) - babasının katillerinin peşine düşmesini anlatan,yüzde hiç bitmeyen tebessümle ve kahkahalarla izlenen naif bir Fransız filmi  Jean Pierre Jeunet'in
''Micmacs a tire-larigot'''u.

Romantik komedi adı altında bir sürü Hollywood yıldızını bir araya getirip film yaptığını sananlara ders gibi bir film,öyle ki her sahne ince düşünülmüş , ince esprilerle işlenmiş ve insanlığın kanayan yarasına ağlayarak değil de kahkaha atarak çok güzel bi sonla çok güzel bi tepki olmuş.

                                                          Jean Pierre Jeunet

Amelie'nin yönetmeni Jean Pierre Jeunet'in yine aynı tarzda olan 'Micmacs a tire-larigot' tamamında tebessüm ettiren , 'mertliğin bozulduğu' dünyaya kendini kaptıran insanların - her ne kadar Bazil gibi sorular sormayı unutsalar da - alnına bi şaplak gibi bir film..İzlenesi..9/10



"beyin cimnastiği: önemli sorular.
12 numara: fıkraları kim yazar?
27 numara: neden haritalarda baktığımız yer hep kıvrılmış yerlere denk gelir?
62 numara: taş bir basamağın aşınaması için üstünden kaç kişi geçmeli?"

24 Ekim 2011 Pazartesi

Children of Men



George Orwell'ın efsane  '1984'ünün konu edindiği umutsuz gelecek distopyasına uygun bir gelecek tasavvuruyla Alfonso Cuaron,2027 yılını,en genç insanın 18 yaşında olduğu bir dünyayı anlatıyor 'Children of Men'de.



Clive Owen'ın başrolünde olduğu film türünde 'Sci-fi' yazsa da-uçan arabalar,robotlar görmemek güzel- sanki bir gerçeğin içindeymişiz gibi akıyor ve ilerlerken hiç saate bakma ihtiyacı duymuyorsunuz.


18 yıl sonra doğan ilk çocuğun çığlığıyla değişecek dünyaya doğru adımlayan  'Son Umut' izlenmesi gereken filmlerden..


..bi sahne var ki kameraya kan bulaşıyor, filmi o şekilde izliyosunuz bi süre..müthiş gerçekten

23 Ekim 2011 Pazar

Beş Şehir



''Her insan bir alemdir ve şehirler bu alemleri temsil eder ayrıca beş şehir'in söylenirken ayrı bir tınısı var'' diyerek ismini açıklayan Onur Ünlü'nün son filmi Beş Şehir.Filmde kendi filmi 'Polis' ile epey dalga geçen Ünlü , Türk sinemasında eşine az rastladığımız geçişlerle,fantastik ve bir o kadar da enteresan 5 karakteri bir bir kesiştiriyor,beş ölüme doğru vagonları bir bir diziyor 'Ahmet Kaya-Beni Vur- eşliğinde.Onur Ünlü tarzı denilen şeyin apaçık örneği izlenesi bir film..


'Aşık adam sınanmaz' sahnesi etkileyici..


16 Ekim 2011 Pazar

MFÖ-Hep Yaşın 19


ne güzel şeysin Sen hep yaşın 19..

2011 Film-baharı



BEHZAT Ç: SENİ KALBİME GÖMDÜM
Televizyon dizilerini beyazperdeye taşıma geleneği önümüzdeki sezon da devam ediyor. Ekranların çok konuşulan dizisi Behzat Ç önümüzdeki sezonun merak edilen filmleri arasında yer alıyor. Behzat Ç: Seni Kalbime Gömdüm ismiyle vizyona girecek filmin yönetmen koltuğunda Serdar Akar yer alıyor. Hatırlarsanız Akar daha önce de bol reytingli sinema dizisi Kurtlar Vadisi'nin sinema versiyonunda yönetmenlik yapmış ve film dört milyonun üzerinde seyirci rakamına ulaşarak büyük bir gişe başarısı elde etmişti. Akar son sinema filmi Gecenin Kanatları'nda ise seyirciyi büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Televizyon dizisinin de yönetmenliğini yaptığı Behzat Ç'de ise bir kez daha şeytanın bacağını kırması ve milyon seyirci sınırını aşması muhtemel görünüyor. Filmin oyuncu kadrosunda Erdal Beşikçioğlu, Fatih Artman, İnanç Konukçu, Berkan Şal, Tardu Flordun, Cansu Dere, Rıza Kocaoğlu gibi oyuncular yer alıyor. Dizi müdavilerinin Cansu Dere'yi filmde pek istemedikleri ise kulağımıza çalınan dedikodular arasında. Behzat Ç'nin vizyon tarihi 28 Ekim. Serdar Akar'ın yönettiği Çanakkale İçinde adlı yapım yine önümüzdeki sezonun beklenen filmleri arasında yer alıyor.


DEDEMİN İNSANLARI
2005 yılında Babam ve Oğlum'la dört milyon, 2008'de ise Issız Adam'la üç milyon seyirciye yaklaşan Çağan Irmak adını yerli sinemanın hatırı sayılır yönetmenleri arasına yazdırdı. Ancak sonraki çalışmaları Karanlıktakiler ve Prensesin Uykusu Irmak'a parlak günlerini oldukça aratmış görünüyor. Irmak'ın 25 Kasım'da vizyona girmesi beklenen yeni filmi Dedemin İnsanları, yönetmenin yeniden yırtma çabası gibi görünüyor. Yine bir Ege öyküsü oluşu, Çetin Tekindor ve Hümeyra birlikteliği ister istemez Babam ve Oğlum'u çağrıştırıyor. Irmak yeni filminde mübadele, azınlıklar, ihtilaller gibi konulara değinerek gündelik insan hikâyeleri yerine, sosyal ve politik konumuyla insana yaklaşacağının sinyallerini veriyor. Filmin diğer oyuncuları Zafer Algöz, Yiğit Özşener, Gökçe Bahadır, Mert Fırat, Ezgi Mola. Dedemin İnsanları'nın çekimleri Girit, Gökçeada, Bodrum, Söke ve Milas'ta tamamlandı.





ANADOLU KARTALLARI
"Yerli Top Gun" benzetmesiyle şimdiden adından söz ettiren Anadolu Kartalları, Türk Hava Kuvvetlerinin 100. Kuruluş yıldönümünde seyirci karşısına çıkıyor. Türk sinemasının gişeyi asla ıskalamayan filmlerinin yapımcı ve yönetmeni Ömer Vargı yönetmenliğini yapıyor. Savaş pilotu olmayı hedefleyen beş teğmenin yaşantısını konu alan filmin senaryosu ise yine askerliğe dair bir yapım olan Nefes filminin senaristi Hakan Evrensel'e ait. Engin Altan Düzyatan, Çağatay Ulusoy, Hande Subaşı ve Özge Özpirinççi başrollerde karşımıza çıkacak oyuncular. Anadolu Kartalları Cumhuriyet Bayramı'ndan bir gün önce Türkiye'yle birlikte Avrupa'da da vizyona girecek.


                        CELAL TAN ve AİLESİNİN AŞIRI ACIKLI HİKAYESİ (Onur Ünlü)
                                                   18 Kasım 2011





Sıra dışı filmlerin yapımcısı ve yönetmeni Steven Soderbergh'in 2011'de çektiği üçüncü ve son filmi olan Salgın (Contagion), insanlar arasında hava yoluyla hızla yayılan ölümcül bir hastalığa çare bulmaya çalışan bir grup bilimadamının zorlu hikayesini beyazperdeye taşıyor.

4 Ekim 2011 Salı

The Artist



Yönetmen: Michel Hazanavicius 

Oyuncular: Jean Dujardin, Bérénice Bejo, John Goodman, James Cromwell, Penelope Ann Miller, Missi Pyle

Fransa, 2011
35 mm / Siyah-Beyaz / 100'


İngilizce arayazılı; Türkçe altyazılı

2011 Cannes En İyi Erkek Oyuncu (Jean Dujardin)


Muhteşem performansıyla şimdiden Oscar'larda adı geçen Jean Dujardin bu filmde, sesli filmlerin piyasaya çıkmasıyla kariyeri dibe vuran bir aktörü canlandırıyor. Hollywood, sene 1927… Erişilmez karizmasıyla George Valentin hem izleyicilerin hem yapımcıların göz bebeği. Ancak sinemada ses kullanılmaya başlayınca bir gecede gözden düşüyor. Yanında bitiveren gencecik oyuncu adayı Peppy Miller'ın gözüyse yükseklerde… Konuşmasız, siyah-beyaz eski filmler gibi saniyede 22 kare çekilen Artist, sessiz filmlere bir saygı duruşu, sinemaseverlere bir armağan…




The Artist 23 Kasımda Sinemalarda..

Psycho


Rear Window'dan sonra izlediğim ikinci Hitchcock filmi.Dönemin koşulları göz önüne alındığında Rear Window'daki gibi müthiş bir iş çıkarmış Hitchcock.İzlerken öyle ya da böyle insanı gerilime sokmayı,ürpertmeyi başarıyor film.

Gerçek bir efsane..''Psycho'' kesinlikle izlenmeli..

Gişe memuru(2010)

sorunlu bir  babanın halisünasyonlar gören Gişe Memuru oğlunun psikolojik hikayesini gözler önüne seren bir film 'Gişe Memuru'..



Film ilerledikçe Serkan Ercan'ın müthiş oyunculuk performansıyla Gişe Memuru Kafka'nın Gregor Samsa'sına evriliyor,yalnızlaşıyor,suskunlaşıyor ve sorunlu babasından miras hayatını mahveden gerçeklerle yüzleşiyor..



Kafka esintileriyle birlikte sanatsal film severler için güzel bir tercih 'Gişe Memuru'..

29 Eylül 2011 Perşembe

Groundhog Day



iyi'nin keşkesizliği filmi..



Keşke orada öyle söylemeseydim,keşke olmam gereken yerde olsaydım dediğimiz zamanlar vardır ya pişmanlığın içimizi acıtan bir 'keşke' ile kapımızı çaldığı..izlerken 'keşke' diyemeyen kahramanın mükemmelliğine imrendirip izlerken içten içe 'keşke' dedirten 1993 yapımı hem komedi hem romantik güzel bir film..



Yarınsız bir yaşamda olmamız gerekeni,hak etmeyi başarıyor kahraman.Peki,biz her şey şey değişirken,dünümüz bugünümüzü tutmazken,dün unutulup hep yarınlara topu atarken,değişebilecek miyiz,06.01'de 'bugün günlerden ne biliyor musun?' sorusuna 'yarın' diyebilecek miyiz?...



olmanın ve oldurmanın imrendiren hikayesi..