28 Ocak 2012 Cumartesi

Once


''soundtrack'ın filmi''

Film boyunca müzik dinlemek ve dinlediğini izlemek isteyenler için sımsıcak bir film , şarkıların filmi ''Once''..

Kırık bir Takamine gitarla giden sevgili için yazılan enfes şarkılar ve senaryosu şarkı sözleri olan bir film..izlemeden ya da dinlenmeden =) geçilmemesi gerekenlerden..8/10

Fragman yerine bu şarkılar daha iyi ;)

Not: Filmdeki müziklerin sahibi olan grup : The Frames-solisti başroldeki Glen Hansard..

                                           En iyi film müziği Oscar'ı alan enfes şarkı..


                                   



27 Ocak 2012 Cuma

15.Uluslararası Ankara Caz Festivali


15. kez gerçekleştirilecek olan Ankara Caz Festivali’nin bu yılki teması ''Cazın Nabzı'' , Pulse of Jazz. Ankara Caz Derneği’nin yıl içinde yaptığı en büyük etkinlik olan festival,  LEO Etkinlik Yönetimi ve İletişim tarafından gerçekleştiriliyor.
20 Ocak 2012 tarihinde İtalya Büyükelçiliği’nin ev sahipliğinde yapılacak olan açılışa, festivalin yapılması için destek sağlayan kurumlar, şirketler, elçilikler ve destek veren basın kuruluşlarının Ankara Temsilcileri katılıyor. Törenin sonunda İlham Gencer Solo/Erdinç Aktuğ Quartet sahne alacak.
Festivalde, 2 Şubat- 25 Şubat 2012 tarihleri arasında birbirinden ünlü isimler sahne alacak.  Festivalin gelenekselleşmiş açılış ve protokol konserini, her sene olduğu gibi Hava Kuvvetleri Komutanlığı Cazın Kartalları Orkestrası verecek. Orkestraya Türk caz davulcularının en önemli isimlerinden Durul Gence eşlik ediyor. Okay Temiz Project, Burhan Öcal Tuluğ Tırpan Duo ve Volkan Öktem feat. Laço Tayfa Türk cazının davul – perküsyon projeleri olarak festivalde yer alıyor. İtalyan ve Afrikalı müzisyenlerden oluşan perküsyon grubu Odwalla, Avusturya’dan Michaela Rabitsch&Robert Pawlik Quartet   performanslarını sergileyecekler. Türk, Alman ve Hintli müzisyenlerden oluşan Tamburi Mundi Project: The Rhythms in Dialogue farklı kültürlerden ritimleri özgürce sentezleyen bir projeyle izleyenlerin karşısında olacak.  Kerem Görsev Trio & Allan Harris, albümlerindeki parçalardan oluşan bir konserle festivalde yer alıyorlar. Bu seneki festivalin kaçırılmaması gereken konserlerinden biri de Turkophony Allstars feat. Dave Weckl. Buzuki Orhan olarak da bilinen Orhan Osman’ın Anadolu ritimlerini ön plana alarak yaptığı besteleri Dünya’nın çeşitli yerlerinden müzisyenlerle yorumladığı projede davulda Dave Weckl, bas gitarda Kai Eckhart, akustik ve elektro gitarda Chris Paul Robinson, klarnette Stavros Pazarentsis, neyde Serkan Bağkesen var.

11.Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali



Tahrir'den Occupy'a kadar dünyayı çalkalayan sokak hareketlerinin damgasını vurduğu bir yılın ardından 11. si yapılacak olan !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali de seyircisini 'Hareket'e davet ediyor! Yılın en çok konuşulan ödüllü bağımsız filmleri ve yönetmenlerini izleyiciler ile buluşturacak olan festival, her zamanki gibi ilginç konukları, renkli partileri ve eylem-odaklı atölye çalışmaları ile dolu bir program sunuyor. Üstelik filmler bu yıl İstanbul ve Ankara 'nın ardından İzmir'e de gidiyor!

Festival 16-26 Şubat tarihleri arasında AFM Fitaş Beyoğlu, Maçka G-Mall, AFM İstinye Park ve AFM Caddebostan Budak, 1-4 Mart tarihlerinde Ankara CEPA'da, 2-4 Mart tarihlerinde İzmir Balçova KİPA'da gerçekleşecek.

Seçkide yer alan filmler bol ödüllü Blissfully Yours (Apichatpong Weerasethakul), aykırı İsrailli Yönetmen Avi Mograbi'den Avenge But One of My Two Eyes, Locarno'da Gümüş Leopar ödüllü Curling (Denis Côté) ve Cannes En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu ödüllü L'humanite (Bruno Dumont). Alexander Payne'in senenin en çok konuşulan ödül rekortmeni filmi The Descendants / Senden Bana Kalan, Jeff Nichols yönetmenliğindeki Cannes dahil 10 ödüllü Take Shelter / Sığınak, Evan Glodell'in mucize Yönetmen olarak tanınmasını sağlayan Bellflower / Arıza Aşk, Jonathan Levine ve Seth Rogen'ı gerçek bir kanser hikayesinin komediyle karışık dram uyarlamasında bir araya getiren 50/50 / Şansa Bak Hit Filmler'den sadece bazıları.
                   
                 


Michelle Williams'ın iki aşk arasında kaldığı Take This Waltz / Bu Dans Senin , tarihimizin en radikal çevreci grubunun hikayesini anlatan If A Tree Falls: A Story Of The Earth Liberation Front / Eğer Bir Ağaç Devrilirse: Yeryüzü Özgürlük Cephesi'nin Hikayesi , 60'ların ve Ken Kesey ile Marry Pranksters'ın ruhunu orjinal görüntülerle belgeselleyen Magic Trip / Sihirli Yolculuk , Todd Solondz'un Venedik, Locarno ve Toronto'dan ödülle gelen yeni filmi Dark Horse / Kara At, Sundance, SXSW ve Locarno gezgini Azazel Jacobs filmi Terri / Terri de Hit Filmler arasında.

12. Uluslararası Ankara Öykü Günleri



"12. Uluslararası Ankara Öykü Günleri" 10-14 Şubat tarihleri arasında Ankara'da gerçekleşecek. Öykü Günlerinde, 50'nin üzerinde öykü edebiyat meraklılarıyla buluşacak.

12. Uluslararası Ankara Öykü Günleri, 10 Şubat Cuma günü Suzan Bilgen Özgün'ün "Babasız" öyküsüyle başlayacak. Ankara Olgunlar Sokak, Kafka Cafe'de düzenlenecek etkinlikte, öykülerin yanı sıra paneller de yapılacak. Öykü Günlerinde, 50'nin üzerinde öykü edebiyat meraklılarıyla buluşacak.

Etkinlik boyunca "Minimal Öyküler, Edebiyat Yaşamın Saldırılarına Karşı Bir Savunma Olmaktan Çıktı mı? ya da Yazar İdeasız Ne Yazar?, Edebiyatın Puslu Sokaklarında Çığlık, Roman Yazma Serüvenleri, Edebiyat Ortamında Öykü Grupları" adlı paneller yapılacak.

23.Ankara Uluslararası Film Festivali



Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı’nca 15-22 Mart 2012 tarihleri arasında yapılacak olan 23.Ankara Uluslararası Film Festivali’nin Ulusal Kısa Film ve Ulusal Uzun Film Yarışmalarının öneleme sonuçları belli oldu.

23 filmin başvurduğu uzun metraj yarışmada Oğuz Onaran, Seçil Büker ve Ruken Öztürk’ten oluşan ön seçici kurul, Ramin Matin’in ‘Canavarlar Sofrası’, Caner Erzincan’ın ‘Mar’, Murat Saraçoğlu’nun ‘Yangın Var’, M. Tayfur Aydın’ın ‘İz’, ‘Ümit Ünal’ın ‘Nar’, Serkan Acar’ın ‘Aşk ve Devrim’, Yüksel Aksu’nun ‘Entelköy Efeköy’e Karşı’, Hasan Tolga Pulat’ın ‘Güzel Günler Göreceğiz’ ve Erdal Rahmi Hanay’ın ‘Hicaz’ filmlerinin yarışmada yer almasına karar verdi.

Festivalde ayrıca kısa film bölümünde kurmaca dalında 12, deneysel dalda 9, canlandırma dalında ise 8 film yarışacak.

kaynak: Radikal


Göksel-Acıyor (2012)


Göksel'in yeni albümü..

Little Miss Sunshine



''Sizce kazanan kim?''


Little Miss Sunshine adlı güzellik yarışmasına kızlarını götürmek için vosvos otobüsle yola çıkan bir ailenin yol maceraları ve kaybettikleri üzerine güzel bir film.Basit bir hikaye gibi görünse de aslında hayatı olduğu gibi yaşamamızı öğütleyen mottosuyla bitişinde yüzünüzde güzel bir tebessüm bırakmayı başarıyor.2 Oscarlı Little Miss Sunshine vakit ayırılabilecek filmlerden..7.5/10

ufaklık pek bi şirin =)


22 Ocak 2012 Pazar

Ides of March



Ides of March , Amerika'nın başkanlık seçimlerinde dönen entrikaları ve onurdan şereften bahseden başkanların ne mal olduğunu gözler önüne seren güzel bir film.İlk yarım saat biraz sıkıcı geçse de filmin temelini oluşturan sümen altı oyunlar yavaş yavaş ortaya çıktıkça sürükleyici bir hal alıyor film , bu açıdan iki bölüme ayırmak yanlış olmaz.Ryan Gosling ve George Clooney'in performanslarına diyecek yok , filmin her şeyini şekillendiren Steve - Morris diyaloğunda ikisinin de oyunculuğu muhteşem..


Good Night, and Good Luck , Leatherheads , Confessions of a Dangerous Mind filmlerinin yönetmeni George Clooney'nin yeni filmi Ides of March , kirli Amerikan siyaseti hakkında bir şeyler öğrenmek ve Ryan Gosling izlemek isteyenler için izlenebilir bir film..7/10

17 Ocak 2012 Salı

Moneyball


Sinemada sıfırdan bir takımı alıp en yükseğe çıkarma çokça işlenen bir konudur fakat 'Moneyball' bu klişeyi Brad Pitt'in müthiş performansıyla aşan 'kazanma sanatı' gibi bir mottoyla yola çıkan bir film.Gerçek bir hikaye için 130 dakikanın sıkıcı olabileceği ilk başta düşünülse de akıcı ve yer yer matrak yanlarıyla film kendini izletmeyi başarıyor.Paranın hakim olduğu düzende doğru seçimler ve cesur kararlarla neler yapabileceğini , ''kazanma sanatını'' anlatan ''Moneyball'' vakit ayrılabilecek güzel bir film..8/10


''seninle çok uğraşıyorlar biliyorum ama sınırları zorlayan ilk kişi, işin ceremesini çeker. her zaman böyle oldu. sadece işin ticari yönünü tehdit etmiyorsun. kafalardaki kalıpları, oyunun ezberini tehdit ediyorsun. yaşam standartlarını, işlerini tehdit ediyorsun. alıştıkları hayatı tehdit ediyorsun. ne zaman böyle bir şey yaşansa ister bunu yapan devlet olsun ya da iş hayatından biri olsun, kontrolü elinde tutan insanlar düğmeye basar ve içindekileri kusarlar.''

Lenka - The Show


Moneyball filminden güzel bi şarkı..

16 Ocak 2012 Pazartesi

15 Ocak 2012 Pazar

Incendies


'' Bir artı bir hiç bir eder mi , Jeanne? ''

Ne çok acı var dedirten bir sonu hazırlayan küçük bir parçayla açılıyor film.Tüyleri diken diken eden öyle bir son ki son yarım saat insan acı'dan kıpırdayamıyor.En son Oldboi'de hissettiğim duyguyu bu filmde rahatsız edici biçimde doruklarda yaşadım.hala tüylerim diken diken ve diyecek pek bir şey bulamıyorum.Dokundukça acı veren 'Incendies' , 'şarkı söyleyen kadın' , akıllara zarar bir gerçeğin peşine düşen ikizleri ve oğluyla insanın acı eşiğini zorlayan enfes bir film..İzlediğim en iyi filmlerden Kesinlikle izlenmeli..9/10

'' Bir artı bir hiç bir eder mi , Jeanne? '' hayatım boyunca beni en çok etkileyen sözlerden biriydi..

                                                                     trailer

Filmin girişindeki şarkı

 Şarkı söyleyen kadının söylediği şarkı

11 Ocak 2012 Çarşamba

Gemide


vasat bir film..6/10

Sinek Isırıklarının Müellifi


Barış Bıçakçı'nın son kitabı.Ankara'da toplu konutta yaşayan ve 35 yaşın biyografisinde işini bırakıp yazarlığa geçmek için ideal bir zaman olduğunu düşünen Cemil'in iç dünyasını anlatan , içimizden bir roman 'Sinek Isırıklarının Müellifi'...

Ankara'da yaşayan ya da yaşamış olanların her sayfada kendilerinden bir şeyler bulabilecekleri bir kitap olan 'Sinek Isırıklarının Müellifi' , kısa ve birbirinden ayrık görünen ama hepsi bir yap-boz'un parçası olan bölümlerle Cemil'in iç sorgulamasına tanıklık etmemizi sağlıyor ve bizi dönüp kendi hayatımızı gözden geçirmeye itiyor..Cemil  insanın canını yakacak şeylerden bahsederken 'hiç acıtmayan sinek ısırıklarının müellifi olduğunu' söylüyor ,sanki anlattıklarının okuyucuya bir sinek ısırığı kadar etki edeceğini , kitap bir köşeye konduktan sonra unutulacağını bilerek..

Kaybettiklerimiz , kazanmaya çalıştıklarımız ama neredeyse hiç sahip olamadığımız şeylerin romanı Sinek Isırıklarının Müellifi..

Altı çizilecek onlarca yerden bazıları ;

''Kadınlardan ne çok şey istiyoruz diye düşünüyor Cemil . Bizi affetsinler , memelerini göstersinler ve bize ölümsüzlük versinler''

''Aforizma..hani şu kahvaltıda ekmeğin üzerine sürdüğümüz beyaz ve kıvamlı şey.Sizi beslemez ama tok tutar..''

''Halbuki sadece bedeniz ve bununla başedemediğimiz için ruh diye bir şey icat etmişiz..''

''Dünyamızdaki alışılmışın dışındaki her şeyin açıklanması gerekir ve bu hiç de masum bir gereklilik değildir.Açıklama yaparsınız , neden gösterirsiniz , makul gerekçeler sunarsınız , sonra bir de bakmışsınız tam da sizden açıklama bekleyenlerin dilini kullanıyorusunuz , kendi dilinizi değil.Birilerine açıklama borçluysanız borcunuzu daima kendi dilinizi harcayarak ödersiniz.''

10 Ocak 2012 Salı

Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak



Bir Ege kasabasında iki yetim gencin sinemayla ilgili hayallerini , karpuz kabuğundan yapılan gemilere benzeyen hayatlarını konu alan 'Cinema Paradiso' tadında bir film..Ege şivesi çok başarılı,izlediğim en iyisiydi..7/10

5 Ocak 2012 Perşembe


Uzak İhtimal ; ha deyince birinin öldüğü birinin hapse girdiği , bir müezzinin rahibeye aşkı gibi güzel bir konuyu çok basit bir şekilde anlatan , beklentilerin çok çok altında kalan bir film..Olmamış ne yazık ki.. 6/10

4 Ocak 2012 Çarşamba

Bahman Ghobadi



1968 doğumlu, 30 civarı kısa filmi, 5 uzun metrajlı filmi olan iranlı kürt yönetmen.Profesyonel olmayan insanları , halkın ta kendisini filmlerinde oynatan ve onlara öz yaşamlarını oynama fırsatı veren Bahman GhobadiSarhoş Atlar Zamanı (2000) , Marooned in Iraq (2002) , Kaplumbağalar da Uçar (2004) , Half Moon (2006) , Kimsenin İran Kedilerinden Haberi Yok (2009) filmlerinin yönetmenidir.Film yapmak için evindeki bütün eşyaları satacak kadar sinemaya kendini adamıştır.




Gobadi, 'Sarhoş Atlar Zamanı' filmi ile 2000 yılı Cannes Film Festivali’nde "Altın Kamera Ödülü", "Genç Sinema Ödülü" ve "Fipresci Ödülü"ne layık görüldü.   .Çekimleri İstanbul'da devam eden 'Gergedan Mevsimleri' filminde Yılmaz Erdoğan , Beren Saat ve Monica Bellucci gibi oyuncuları castına alarak büyük yankı uyandırmıştır.http://www.imdb.com/title/tt1850419/

Kaplumbağalar da Uçar filmini 'diktatör ve faşistlerin politikalarına kurban edilen tüm masum dünya çocuklarına' armağan eden Bahman Ghobadi , sadece İran değil, haksızlığın, zulmün, baskı ve şiddetin hüküm sürdüğü her coğrafyada sesini canı pahasına, sesinin kısılması pahasına yükselten bir yönetmen olarak anılmaktadır.



“ Sarhoş Atlar Zamanı ” ne anlama geliyor? sorusuna :


''Filmi çekerken, karlı dağlar ve diğer tehlikeler karşısında cesur kaçakçılar kadar hayvanların da çok büyük zorluklar çektiklerini fark ettim. Aşırı yük taşımaya ve soğuğa dayanabilmeleri için sahipleri içtikleri suya viski katıyordu. Böylece hayvanlar istemedikleri bir sarhoşluk içinde oluyorlardı'' diyerek cevap vermiştir.




Filmlerine isim verme konusunda hayvanlardan vazgeçmeyen bir  yönetmendir ayrıca ;

  • sarhoş atlar zamanı
  • kaplumbağalar da uçar
  • kimse iran kedilerinden bahsetmiyor
  •  gergedan mevsimi

http://www.bigglook.com/biggcinema/haftaninroportaji.asp?kno=49 -Bahman Ghobadi ile röportaj..


ve bir söyleşi : http://www.youtube.com/watch?v=9mTQrvPNvXc&NR=1

Kaplumbağalar da Uçar


öyküye göre ;  göl kenarında yaşayan bir kaplumbağa sürekli çevresindeki kuşları izler onlara imrenirmiş. zamanla bu kuşlarla arkadaş olmuş ve onlarla hislerini paylaşmış. 

küçük kaplumbağa gölün diğer tarafına gitmek istiyormuş. ama kendi gidecek olsa bir ömür sürermiş bu gezi. "keşke sizin gibi uçabilseydim" demiş kaplumbağa. kuşlarsa bu dileğini yerine getirmek istemişler. "uçabilirsin" demişler kaplumbağaya. "kaplumbağalar da uçar." 

bir dal almış iki kuş. iki yandan tutacaklar ve kaplumbağayı karşıya geçireceklermiş. "tek yapman gereken dalı sıkıca ısırmak demişler." ısırmış kaplumbağa. yükselmiş yükselmişler. uçmuş uçmuşlar. kaplumbağa korkmuş yükseklerden. heyecanla bağıracağı an çenesi açılmış. suya düşmüş kaplumbağa. ait olduğu yere. kendi yavaş, imkansız hayatına...


Agrin'in filmin başında sırtında çocuk ile görülmesi ve bu sahnenin filmin kapağında da yer alması bize kabuğunun hep ona yük olduğu kaplumbağayı hatırlatıyor.Filmin sonunda kaplumbağa yükünü bırakıp uçmaya gidiyor yükseklere,kabuğunu bırakarak..ama yine kabuğu olmadan yaşayamıyor..

Amerika Irak savaşının arefesinde Türkiye-Irak sınırında çoğu çocuk olan ve köhne tanklarda çadırlarda yaşayan kürtlerin ' Ne çok acı var ' dedirten hikayesini anlatıyor film..yöreden bulduğu çocuklardan Oscar'lık oyun çıkartan ve onları filmleri için asistan yaparak övgüyü hak eden  Bahman Ghobadi'  nin doğru çevirisiyle 'Kaplumbağalar da uçabilir' , acı eşiğimize fazlasıyla dokunan , gerçeğin ta kendisi bir film..izlenmeli..



Soundtrack


2 Ocak 2012 Pazartesi

Kavşak (2010)


'Önünde bir kavşak belirdiyse hayatın değişecek demektir'

Herkesin özellikle sonuyla alakalı yorumlarda neredeyse yerin dibine soktuğu ama benim çok beğendiğim film nedense.Güven Kıraç'ın olması filmin güzel olacağı (sonralarda realiteye dönüşen)ön yargısını ilk sahnede veriyor ama bence film eleştirilerin aksine aldığı tüm ödülleri (en iyi kadın oyuncu , en iyi yönetmen , en iyi müzik vs vs) hak ediyor.Merak uyandıran gizli saklı gerçekler filmin başında merak duygumuzu epey bir okşuyor ve hayatlar bir kavşak'ta kesişen arabalar gibi kesişip aynı kavşaktan ters istikamete dönüyor , değişiyor.Filmin sonu da bizi bir kavşak'a götürüyor , devam edenin durmadan devam ettiği , durmakta zorunda olanın ebediyen durduğu..Flu bir atmosferle izleyiciye yansıyan film Güven Kıraç'ın mükemmel oyunculuğuyla izlenmesi gereken güzel bir film olarak karşımıza çıkıyor..

not : Filmin afişini bulmak için google'a yazdığımızda çıkan tek şeyin 'bildiğimiz kavşak' olması filmin hakettiği değeri alamadığının bir göstergesi..


insan kavşak'ta dururken sağından solundan  hayatlar , fırsatlar gelip geçer ya umarım vereceğimiz sinyal bizi doğru olana götürür..


bütün 
kavşaklar kararsızdır... 
kararını adımın açıklar 
yollara... 


ve bütün kararlar zararsızdır... 
zararını korkular serpiştirir 
yollara... 


ve bütün korkular yararsızdır... 
korkuların,korkular yaratır 
boşuna...
                              İlhan İrem



Entelköy Efeköy'e Karşı


Oscar Adayı Dondurmam Gaymak'ın yönetmeni Yüksel Aksu'nun ikinci filmi 'Entelköy Efeköy'e Karşı' , entel'lerle efe'leri karşı karşıya getiren tam bir ege filmi.Başrollerinde Şahin Irmak ve Ayşe Bosse'nin olduğu filmde Bulutsuzluk Özleminin solisti Nejat Yavaşoğulları ve Kafa Dengi programından tanıdığmız Selahattin Yusuf da rol alıyor.

Termik santralin köylerine büyük hizmet olacağını düşünen efe'lerle , doğayı mahvedeceğini düşünen entel'lerin tatlı sert mücadelesi filmin temelini oluştururken vermek istediği mesaj sonunda sanki biz anlamamışız gibi Yüksel Aksu tarafından açıklansa da doğayı koruma açısından büyük önem taşıyor.Film bu açıdan incelendiğinde Ege'nin bağrından insanları ve Şahin Irmak'ın müthiş oyunu ile vakit ayrılabilecek eğlenceli bir yapım olarak göze çarpıyor , fakat film boyunca ağızlardan eksik olmayan tek şey küfür oluyor.Ege insanı hem küfürde hem şivede bu kadar aşırı mıdır? Her yıl bir en az bir ayımı Ege'de geçirdiğim için öyle olduğunu pek sanmıyorum.Bu aşırılık Topraktan yapılan heykellerin belirli uzuvlarının devamlı olarak kullanılmasında da karşımıza çıkıyor malesef.Cem Yılmaz'la ilk örneğini gördüğümüz espri değeri pek taşımayan heykeller bu filmde gereksiz yere abartılmış ve hiç hoş olmamış.Tüm bunlar göz önüne alındığında vasat bir film olarak görülebilecek 'Entelköy Efeköy'e Karşı' verdiği mesaj göz önüne alındığında 'vakit ayrılabilir' bir film olmaktan öte gidemiyor malesef..



Kaymakam olarak Selahattin Yusuf tercihi tartışılabilir çünkü oyunculuk geçmişi olmadığı çok belli olduğu için pek bi sırıtmış kafa dengi ;)

1 Ocak 2012 Pazar

Nokta


Derviş Zaim'in hat sanatını işleyen filminin inanılmaz güzel kapağı..
Yönetici olunca ne yapacaksın?


Önce ilk şoku atlatacaksın. Daha düne kadar burun kıvırdıklarından biri şimdi sen oldun. Alışacaksın. Eleştirmenin tatlı ağırlığı artık başkalarına ait, sen sorumluluk taşıyacak, çözüm bulan olacaksın. Liderliğini kabul ettireceksin. Dayatma ile olmaz, insanları kazanmanın yolunu bulacaksın. Eğer çocukların varsa, ebeveynlik ile yöneticilik arasındaki ortak noktaları hızlıca fark edeceksin. Edersen işin kolaylaşır. Bir defa devamli izlendiğini bileceksin. İnsanlar söylediklerine değil, yaptıklarına bakacaklar. Sonra da senin yaptıklarını yapacaklar. Dikkatli olacaksın, boş bulunmayı unutacaksın. Rol modelin sadece son moda ve teorik bir ifade olmadığını yaşayarak öğreneceksin. Sinirlenecek, dişlerini sıkacak, öfkeni kontrol edip, gülümseyeceksin.
Arada kalacaksın. Patronla, çalışanlar arasında. İş ortakları ile kendi satış organizasyonun arasında. Tedarikçiler ile satın alma organizasyonu arasında. Yöneticin ile sana direkt bağlı kişiler arasında. Tost olmaya alışacaksın. Hani o sık kullanılan laftaki gibi zevk almaya çalışacaksın. Şirketin bakış açısı diye bir şey olduğunun farkına varacak, iyi anlamaya ve anlatmaya çalışacaksın. İnsanlarla uğraşmanın hem dünyanın en keyifli, öğretici, geliştirici şeyi olduğunu görecek, hem de dünyanın en zor işinin dayanılmaz ağırlığını omuzlarında hissedeceksin. İletişim kanallarını hep açık tutacak, ulaşılır olacaksın. Her problemi çözmeye, her sorunu ortadan kaldırmaya, her değişikliği hayata geçirmeye gücünün yetmeyeceğini gördüğün zaman demoralize olmayacaksın, yapabileceklerine odaklanacaksın.
Sahi hala Yönetici olmak istiyor musun?

SERDAR URÇAR Hewlett-Packard (HP) TÜRKİYE CEO'SU..